Pazar, Kasım 25

Olmadı...



Olmadı Esra'm, olmadı adaşım.. Kelimelerim yetersiz üzüntümü anlatabilmek için. Sanki koca bir taş var midemde. Beynim algılamıyor olan biteni. Çok güzel, çok iyi bir insandın sen.. Nur içinde yat canım benim... Blogum senin yorumların olmadan daha bir anlamsızlaştı gözümde. Allahım sen sabır ver tüm sevenlerine. :(
Esra'nın taziye defteri için lütfen tıklayın.

Perşembe, Kasım 22

Sevimli Kirpi Kurabiyeler...


Aslında başlığı "sevimli" diye attım ama belki de kiminizin hoşuna gitmez. Ama ben kirpileri oldum olası çok sevimli bulmuşumdur. Özellikle çocukların bayılacağını düşündüğüm bu kurabiyelerin yapılışı bir hayli kolay. Resimleri incelemek için lütfen üzerlerine tıklayın.

Kurabiyemizin hamurunu hazırlamaya başlamadan önce ucu sivri bir makası (küçük dikiş makasları daha iyi oluyor) güzelce yıkayıp, kaynattığımız suyun içine koyalım ki dezenfekte olsun.

Hamur Malzemeleri:
4,5 çay bardağı un
135 gr. oda ısısında margarin veya tereyağı
5 tepeleme çorba kaşığı pudra şekeri
1 yumurta akı
2 çay kaşığı şekerli vanilin

Tüm malzememizi yoğurup 4-5 parçaya ayıralım. Buzdolabında 1 saat dinlendirelim. Süre sonunda her bir parçayı dolaptan tek tek çıkarıp şekil vereceğiz çünkü hamurumuzun şeklini kaybetmemesi için soğuk olarak fırına girmesi gerekiyor.
Fırınımızı 175 dereceye ısıtalım. Dolaptan aldığımız hamur parçasından ceviz kadar bir parça koparalım. (Hamuru ne kadar küçük şekillendirirseniz içi o kadar iyi pişer) Bu parçayı bir ucu sivri olacak şekilde yuvarlayalım.



Sivri ucu makas ile kirpinin ağzınını oluşturmak üzere yatay olarak keselim. Üst kısmından bir miktar boşluk bıraktıktan sonra (surat kısmı olacak) yine makasımızla hamuru kirpinin dikenlerini oluşturmak üzere yanyana keselim. Bu işlemi hamurun üst yüzeyi boyunca tekrarlayalım.



Hazırladığımız kirpinin göz kısmını oluşturmak üzere varsa iki adet boncuk şekeri hamurun ön kısmına koyup, elimizle birbirine doğru yaklaştırarak bastıralım. Göz için kuş üzümü, çörek otu, damla çikolata vs. de kullanabilirsiniz. Hazırladığımız kirpileri ısınmış fırına koyalım. Üzerleri pembeleşene kadar pişirelim. Daha sonra fırından hemen çıkarıp soğumaya bırakalım.



Afiyet Olsun!

Cumartesi, Kasım 17

Eşimin Doğumgünü Pastası...


Geçtiğimiz pazartesi sevgili eşimin doğumgünüydü fakat malesef Çin'de olduğu için kutlayamadık. Hatta ben birazcık unuttum sayılır, çünkü aradığında kutlamayı unuttum. Daha sonra sitemiyle hatırlayıp (ama daha sabahın dokuzuydu) mesaj atarak kutladım ama böyle olması da içime sinmedi. Tabii eve döner dönmez kolları sıvadım ve pastasını en sevdiği oyuncağı şeklinde yapmaya karar verdim; bir i-pod şeklinde...

Pandispanyası için:
5 yumurta
1,5 su bardağı un
1,5 su bardağı toz şeker
1,5 paket hamur kabartma tozu
1 çay kaşığı vanilya
1 çorba kaşığı çilek şurubu

Yumurtaların akını ve sarısını ayıralım, önce tek başına daha sonra toz şekerle beraber 5 dakika çırpalım. Sırasıyla yumurta sarılarını, unu, kabartma tozunu ekleyip, en son şurupla beraber çırpalım. 180 dereceye ısıtılmış fırında pişirelim.

Kreması için:
1 paket Dr. Oetker vanilyalı pasta kreması
1 küçük kutu (200 ml.) sıvı krema
3 çorba kaşığı pudra şekeri
1,5 su bardağı süt

Pasta kreması süt ile çırpılır. İçine sıvı krema ve pudra şekeri eklenip tekrar iyice çırpılır.

Pastamın şekli nedeniyle pandispanyamı büyük dikdörtgen bir kalıpta pişirdim. Tam ortasından ikiye bölüp, her bir parçayı iki kata ayırdım.



Katlara krema ve malzeme koymadan önce katları üst üste koyup tırtıklı bir bıçakla tüm kenarları eşit olacak şekilde traşladım. I-pod'ın kenarları oval olduğu için köşeleri bıçakla ovalleştirdim.


Katların herbirine krema sürdüm, muz ve damla çikolata serpiştirdim. En son tüm pastayı krema ile iyice kapladım.



Yaklaşık 1.200 gr hazırladığım beyaz şeker hamurunu bolca pudra şekeri serptiğim düz bir yüzeye koydum, önceden etrafını ölçtüğüm pastaya göre kalınca açtım. Pastama kaplayıp düzgünce giydirdim, fazlalıkları bir pizza rulosu ile kestim.


Çok az bir siyah gıda boyasını kalan beyaz hamurun yarısına ekleyip, gri renk alana dek yoğurdum ve ince bir şekilde açtım. I-pod'un kontrol ve ekran kısmına uygun olarak kestim, pastamın üzerine yerleştirdim. Ayırdığım beyaz hamuru incecik açarak kontrol tuşunun üzerindeki şekiller ve yazıyı bir bıçak yardımı ile kestim, pastanın üzerine incecik su sürerek yapıştırdım. Kulaklıkları orjinalinden bakarak yaptım, pastanın üzerine yerleştirdim.


Pastanın etrafı kadar uzunlukta alüminyum folyo kestim, 4'e katlayıp pastamın etrafına sardım. Kabloyu oluşturup bir ucu folyonun arasına ve diğer ucu kulaklıkların girişine olmak üzere kürdan parçaları yardımı ile tutturdum. Siyah gıda boyasını çok az su ile sulandırıp ince uçlu temiz bir fırça ile ekrandaki kutlama mesajını yazdım.


Cuma, Kasım 9

Muzlu "Acemi" Pastası...



Şimdi düşünün. Kendi mutfağınızda değilsiniz ama pasta yapma kriziniz tuttu. Ne alet var edevat. Sadece önceki gün şehre indiğimde aldığım bir adet pasta çemberi, annemin eski tarz bir krema sıkma "birşeysi", içine sığıp sığmayacağından emin olamadığım küçük bir fırın. Ee peki bunu nasıl koyacağız bloga? Babamın makine imdadıma yetişti, ayarlarını beceremeyip bulanık fotolar çeksem de o da var. Haa tabii en yakın mesafede hayat kurtaran bir marketi de unutmamak lazım. Dedim ki, bakalım şartlarım böylesine içler acısıyken ne yapacağım? Söz ettiğim mekan sevgili annemin mutfağı. Annem bana kızma sakın, napayım illa ki kendi mutfağım :)
Eşim bizi buraya bırakıp, işi dolayısıyla 1,5 haftalığına Çin'e gitti. Dedim ki kendi kendime, "Uzan da biraz keyfine bak Esra. Mutfak toplama, temizlik yapma. Akşama ne pişirececeğim derdim de yok. Haliyle hazır çocuğa bakan da var. Gel keyfim gel.." Tabii beynimdeki hesap vücuduma uymadı. Duramıyorum ki... İlla ki pişirmem lazım. Önce patatesli börekle, haşhaş tohumsuz limonlu kek yaptım. (Burada haşhaş tohumu bulmamın imkanı yok. Halbuki evde stok stok) Kesmedi ertesi güne kısırla tuzlu kurabiyelerimden yaptım. Baktım olmuyor ellerim kaşınmaya devam ediyor, o zaman anladım ki benim sıkı bir doz almamın zamanı gelmiş, koştum mutfağa. Öyle mi yapayım böyle mi derken bu garip pasta ortaya çıktı. Aslında yayınlamayacaktım ama kızkardeşim tadını süper bulup ben de yapacağım illa ki sayfana koy deyince geçtim başına. Şimdi neden mi garip, anlatayım.

Pandispanyası 3 yumurta, 1 su bardağı şeker, 1 su bardağı un, 1 paket kabartma tozu, 1 paket vanilya, 1/2 çay bardağı yağ ve 1/2 çay bardağı süt ile herzamanki tekniğimle yapıldı. Yapıldı da, çember kaç cm'lik haberim yok ki? Göz kararı yaptım, fırını ısıttım. Baktım ki fırının tepsisi girintili çıkıntılı. Yani çember akıtacak. Önce tepsinin dört bir köşesini alüminyum folyodan kestiğim parçalarla yükselttim. Ardından dört kat yağlı kağıtla kapladım. Çemberi de yağlayıp yağlı kağıtla sardım sarmaladım. Ortaya şu sağdaki görüntü çıktı.

Kekim önce kabardı ardından taşmaya başladı. Haliyle bir çöktü çöküş o çöküş. Allahtan sadece çember yüksekliğine kadar çökmüş. Attım balkona.

Kremamda sorun olmadı, Yıldız Çiçekli Pasta'daki kremayı hazırladım. Ayrıca da krem şanti. Baktım işler yoluna girmeye başladı, kekimi böleyim dedim. Bıçakla ilk katı ayırırken başladı sorun. Bıçak sert bir şeye mi değdi, ay bu kekin içinde ne var derken tezgaha çarptığımı anladım. Kekimi de yamuk yumuk kesmiş miyim? Napayım oradan yama buradan traş dedim hallettim.
Sıra kaplamaya geldi ama bu arada benim oğlan paçamı çekiştirip duruyor. Uykusu gelmiş el mahkum. Götürüp uyuttum, pastamın başına döndüm fakat kaplama yaparken baktım ki krem şanti yetmiyor. E bu sıpa da mikser sesine uyanıyor? Yapacak bir şey yok, kaplayabildiğim kadar kapladım, süslemesi için birazını kurtardım. Üzerine yarım muzdan iki adet koyup tart jölesi yaptım, kenarlarını şanti ile süsledim.İyi de pastanın altı yer yer görünüyor??.Ne yapabilirim derken gözüme hindistan cevizi çarptı. Üç kez öpüp başıma koyduktan sonra pastamı bu nimete buladım. Kamufle olmuş pastaya yapacak pek bir şey kalmadı ama inat bu ya, illa ki süslü olacak! Amma velakin, sıkma şeysinden çıkan krema, hindistan cevizine yapışmıyor!!! Ola ola ortaya ancak bu görüntü çıkabildi...Neyse işte gerisini siz anlayın, ben boşuna "acemi şef" demedim kendime ;)