Cumartesi, Aralık 15

"Bol Çiçekli Pasta"yla Bloguma (Şimdilik) Veda...

Elimin yazmak için zorlandığı "ayrılık" anı yaklaştı. Türkiye'deki son 2 haftam. Bu hafta kısa bir memleket ziyareti, arkasından bayram, son hafta ise toplanma. Yılbaşının ertesi günü eşyalarım alınacak, aynı günün akşamı ise yeni bir sayfa açmak üzere Çin'e yolculuğum var... Son hafta herhalde mutfağa zor girerim, girsem de pc başına ayırabileceğim vakitten şüpheliyim. O nedenle veda post'unu biraz erken yazmaya karar verdim.

Kendimi şu an her ne kadar germemeye çalışsam da bu pek mümkün değil. Sadece olduğum anı yaşamaya çalışıyorum. Bu bir macera olacak, göz açıp kapayıncaya kadar bitecek. Kimbilir, belki oradan dönmek bile istemeyeceğim, sonuçta alışmış olacağım. Kafamda binbir soru var, nasıl olacak, acaba orada da arkadaşlarım olacak mı, ya şimdiki gibi evim cıvıl cıvıl insanlarla dolmazsa? Sanırım herşeyden çok beni sıkıntıya sokan ailem ve sevdiklerim bu duruma nasıl alışacak düşüncesi. Ama ayrılık bu sadece, Allah ömür versin yeter ki, gerisi önemsiz. Zaman dediğin ne ki? Hemencecik akıp gidiyor zaten... Biraz da özlenelim canıım...



Son iki haftadır arkadaşlarımızla ayrılık buluşmaları yapıyoruz fakat, "Çin'de görüşmek üzere" diyerek. "Beni yalnız bırakmayın orada" diyorum, "bakın ev hazır, oda müsait". "Bundan güzel fırsat mı olur Dünya'nın taa öteki ucunu görmek için?" "Ama" diyorum, "hepiniz aynı anda gelmeyin, biriniz gelin biriniz gidin, ben de anlamayayım geçen zamanı."


Oraya gittikten sonra eşyalarım hemen gelmeyecek, tuttuğum evde az biraz eşya var, en acil ihtiyaçlarımı giderdikten sonra evime geçeceğim. Eşyalarımın ve tabii bilgisayarımın gelmesi ise sanırım biz evimize geçtikten 1,5-2 ay sonrasını bulacak. O zamana kadar eşimin bilgisayarını elime geçirdikçe sadece sizleri takip edip yorumlarımı bırakacağım. Yine de malzeme ve araç gereç yokluğuna rağmen bir şeyler hazırlayabilirsem belki bir süpriz yapabilirim, ama olmazsa 2 ay bu pastayı görerek biraz sıkılacaksınız. :)


Bu pastayı yine bir veda buluşması için hazırlamıştım geçtiğimiz cuma günü. Benim çiçek gibi kız arkadaşlarıma böylesi bol çiçekli bir pasta yakışır ancak dedim:


Pandispanya için,
22 cm'lik kalıp
4 yumurta-sarısı beyazı ayrılmış
1 su bardağı toz şeker
1,5 su bardağı un-İçine 1 paket hamur kabartma tozu karıştırılmış
1 paket şekerli vanilin
Yarım çay bardağı sıvı yağ
170 dereceye ısıtılmış fırın gerekiyor.


Yumurta beyazlarını tek başlarına bembeyaz olana dek çırpalım, sonra toz şekeri ve vanilyayı ilave edip tekrar çırpalım. Karışım iyice kabarıp katılaşınca içine sarıları ekleyelim. Ardından mikserimizin devrini en düşüğe alıp unlu karışımı azar azar ekleyerek çırpalım. En son sıvı yağı yavaşça akıtarak karışımımıza yedirelim. Yağlanmış kalıbımıza döküp fırına verelim. Pandispanya kabarıp üzeri kızarıncaya dek pişirelim. Fırından çıkardıktan sonra biraz ılınmasını bekleyelim ve kalıbından çıkarıp fırın ızgarasının üzerinde ters çevirip soğumaya bırakalım. Daha sonra bombelenen kısmı varsa bir bıçakla düzleştirip üç kata ayıralım.


Her bir katı 1 çorba kaşığı çilek reçelini 2 çorba kaşığı su ile seyrelttiğimiz karışımla ıslatalım.





Her kata beyaz çikolatalı kremadan ve dondurulmuş frambuazdan serpiştirelim. Az bir miktar krema ile frambuazların üzerini hafifçe sıvayalım. Bu işlemi her bir kata uygulayarak pastamızı kapatalım.




Beyaz çikolatalı krema için:
160 gr. beyaz çikolata (robotta çekilmiş)
200 gr. sıvı krema
100 gr. labne peyniri
1 paket krema sertleştirici


Kremayı bir cezveye ya da küçük bir tencereye alalım. Kısık ateşe oturtup beyaz çikolataları ekleyelim. Çikolatalar eriyene dek karıştıralım. Ocaktan alıp iyice soğutalım. Buzdolabında en az 1 saat bekletelim. Krema yeterince soğuyunca mikserin en yüksek devrinde krema katılaşıncaya kadar çırpalım. İçine labne ekleyip tekrar çırpalım. Krema akışkansa krema sertleştirici ekleyip tekrar çırpalım. (Değilse eklemeye gerek yoktur.)


Dış kaplaması ve süsleme için:
1,5 paket krem şantiyi, 1 su bardağı süt ile çırpalım. Pastanın en dışını düzgünce kaplayalım. (Artanı renklendirilerek süslemede kullanılacak)




Royal Icing süslemeler için:
250 gr. pudra şekeri
1 küçük yumurta akı
1 tatlı kaşığı soğuk su
1 tatlı kaşığı limon suyu
Gıda boyası (sarı-mavi-kırmızı)
Sıkma torbası ve uçları


Gıda boyası hariç tüm malzemeyi mikserle çırpalım. Bu kremanın kıvamı koyuca olmalı. (Hala yumuşaksa azar azar pudra şekeri ilave edilip istenilen kıvam elde edilebilir.) Hazırladığımız kremanın yarısını kırmızı gıda boyası ile renklendirelim. Kalan yarının ağzını sıkıca örtelim. Sıkma torbamıza çiçek yapma ucumuzu takalım(sağdaki uç) düz bir yüzeye yağlı kağıt serelim ve üzerine aralıklarla çiçekler sıkalım. Çiçekleri sıkar sıkmaz her birinin ortasına şeker boncuk koyalım. Kalan kremaya sarı ve mavi gıda boyalarından az miktarda ekleyip yeşil elde edelim. Sıkma torbamıza yaprak ucumuzu takıp (soldaki uç) yine yağlı kağıda yapraklar sıkalım. 1 gece kurumaları için oda ısısında bırakalım.



Krem şantinin arta kalanına yine mavi ve sarı gıda boyası koyarak yeşil krema elde edelim. Sıkma torbasına elimizdeki en küçük ucu koyalım ya da yağlı kağıttan sıkma torbası hazırlayıp ucunu küçük keselim. Pastanın üzerine çeşitli dal şekilleri yapalım. Pastanın alt kısmını istediğimiz bir uçla süsleyelim. Bir gün önceden hazırladığımız çiçek ve yaprakları istediğimiz şekilde dalların üzerlerine oturtalım.


Not: Hepinizin öncelikle kurban bayramını, daha sonra ise yeni yılını en içten dilek ve sevgilerimle kutlarım. Bütün mutluluklar sizlerle ve sevdiklerinizle olsun...

Salı, Aralık 11

Zeytin Ezmeli Poğaçalar...


Bu aralar sayfamı ve sizlerin sayfalarını çok ihmal ettim, farkındayım. Ama bilseniz ne yoğun günler geçiriyorum. Çin'e taşınma tarihimiz kesinleşti, Ocak 2'de yolcuyuz malesef. Ben ise buradaki son günlerimi vakit kaldığınca dost ve akrabalarla geçirmeye çalışıyorum. Bir yandan taşınma işleri bir yandan bürokratik işlemler derken bakıyorum günler su gibi akıp geçiyor. Mutfağa sadece neredeyse hiç girmiyorum, vaktim yok çünkü. Yine de nefes alabildiğim dakikalarda araya bir şeyler sıkıştırmaya uğraşıyorum. Çin'e gittikten sonra evimize yerleşene kadar ve tabii düzenimi oturtup malzeme de bulabilene kadar, sayfam boş kalacak, bunun için biraz tarif ve resim stoklayabilseydim harika olurdu ama pek sanmıyorum. Bu durum yaklaşık Şubat-Mart ayına kadar sürer diye düşünüyorum. Bu sondan kaçıncı yazım olacak onu bile bilmiyorum, fırsat buldukça sizlerle beraber olmaya devam edeceğim. Umarım beni unutmazsınız...
Hamur Malzemeleri:
2 yumurta-1'inin sarısı üzeri için ayrılacak.
3/4 su bardağı yoğurt
1 çay bardağı sıvı yağ
1 paket tereyağlı margarin
1 paket hamur kabartma tozu
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı toz şeker
Aldığı kadar un (Yaklaşık 3-4 su bardağı un alıyor)
İçi İçin:
4-5 çorba kaşığı zeytin ezmesi

Yapılışı:

Hamur malzemelerinin hepsi karıştırılır, kulak memesi kıvamında hamur yapılır. Hamurunuz elinize yapışmaya devam ediyorsa azar azar un ekleyerek kıvamını ayarlayabilirsiniz. Fırın 190 dereceye ısıtılır. Hamurdan limon kadar parçalar koparılıp düz ve yağlanmış bir yüzeyde uzun ince açılır. Üzerine bir fırça veya kaşık yardımı ile bolca zeytin ezmesi sürülür.



Uzun kısmından başlayarak rulo yapılır.

Hamur kendi etrafında 1-2 kere döndürülür,


İçe doğru kıvrılır, dışta kalan parça, poğaçanın altına doğru sıkıştırılır. Bütün poğçalar hazırlanıp yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizilir, üzerlerine yumurta sarısı sürülür. İsterseniz susam, çörek otu vs. ya da iç ayçekirdeği ile süsleyebilirsiniz. Poğaçalar ısınmış fırına verilir, üzerleri hafif kızarıncaya kadar pişirilir.
Afiyet Olsun!

Pazartesi, Aralık 3

Kurbağa Kurabiyeler...

Geçtiğimiz hafta küçük bir gezi dolayısı ile buralarda değildim. Kaybettiğimiz blog arkadaşımız için yazdığım küçük yazı bazı sevdiklerimde şok etkisi yaratmış. Bloguma girdiklerinde gördükleri vefat haberini malesef ben zannetmişler. Bir çok arkadaşımdan telefon aldığım gibi Bebekkokusu'ndan bir dostum da bana ne olduğunu öğrenmek için forum bile açmış. İsimlerimizin aynı olmasından dolayı olan bu küçük yanlış anlaşılma için özür dilerim. Allahım ömür verdiği sürece buradayım inşallah.

Bugün düzenimi tekrar oturtur oturtmaz kurabiye denemelerime tekrar başladım. Bilmem şekli çok tutmuş mu ama bugünkü garip yaratıkçığım bir kurbağa. Elimden geldiğince sevimli yapmaya çalıştım. Bu kurbağaların iyi yanı sürekli vıraklayıp tepe şişirmemeleri, zira yaz boyu bahçedeki bir adetinden gına gelmişti :)))

Hamurumuz için malzemeler:
130 gr tereyağı ya da margarin-oda ısısında beklemiş
Yarım su bardağı pudra şekeri
1,5 su bardağı un
2 çorba kaşığı kakao
Hamurumuzu kakao hariç yoğurup hazırlayalım. Biri birinden biraz daha küçük iki parçaya ayıralım, küçük parçaya kakao ekleyip tekrar yoğuralım. Beyaz hamurdan ceviz kadarını alıp top şeklinde yuvarlayalım. Elimizle ya avucumuzun içinde ya da düz bir yüzeyde avuç içi kadar açalım. Kakaolu hamurdan, açtığımız hamurun yarısı kadar bir parça koparalım. Şekildeki gibi yuvarlayıp beyaz hamurun üzerine koyalım. Beyaz hamuru dikkatlice kapatalım.



İki elimizin arasında yavaşça oval olarak yuvarlayalım ve birleşim yerlerini kaybedelim. Keskin bir bıçak yardımı ile ön kısmını dikkatlice ağız oluşturmak üzere keselim.


Bacakları oluşturmak üzere arka kısmı şekildeki gibi bıçakla iki yandan kesip hafifçe ayıralım. Sırtına bıçakla çizik atalım.



İki adet boncuk şeker ya da damla çikolata ile gözleri yapalım. Tepsiye koyduğumuz kurbağanın ağız açıklığını kaybetmemesi için iki adet kuru nohutla destek yapalım.


180 dereceye ısıttığımız fırına kurabiyelerimizi koyup, koyar koymaz ısıyı 100 dereceye düşürelim. Yaklaşık 20-25 dakika kurabiyelerin pembeleşmesini beklemeden pişirelim.
Afiyet olsun!
Not: Kurbağaların ağızlarına koyduğum nohutları, piştikten sonra çıkartması çok zor oldu. Bunun için belki kürdan vs. kullanılırsa daha iyi olabilir ;)