Bir önceki yazımdaki sevinç nidalarımı hatırlıyor musunuz? Hani krem peynir bulduğumla ilgili olan. Bulur bulmaz içim kıpırdanmaya başladı, şöyle ağzımıza layık bir cheesecake yapsam da hergün koca bir porsiyon tüketerek, sevgili endorfin hormonumu olması gereken seviyeye çeksem... Bu cheesecake hastalığı hiç bir şeye benzemez, ayrı bir tutkudur. Türkiye'deyken en geç iki haftada bir klasik tarifimi ya da bloglardan denemeler yapar, arkadaşlarımla kaloriciklerini paylaşarak afiyetle yerdik. Buraya geldiğimden beri bunu gerçekleştiremez olmuştum, öncelikle peynir vardı pişirecek eşyam yoktu, sonra evim oldu peynir piyasadan kayboldu. Eh sonunda kavuştuk ya, dedim bu sefer yeni bir şey deneyeyim. Mesela taşınma esnasında kaybolan mutfak robotumun bıçağı yüzünden önceki denememdeki iri bisküvi parçaları olmasın bu tarifte. Bir de süslemesi değişik olsun, bloga konmaya, bir şeyler öğretmeye değer olsun.
Tarif Çin pasta kitabımdan yine. Tabansız gördüğüm tek tarif. Birebir uyguladım, Allah'tan değiştirmem gereken bir şey yoktu. Bazen tam olarak tariflerdeki içerikleri bulamıyor ve kafa yormak zorunda kalıyorum ne yapsam diye. Ama zaten cheesecake mantığı aynı. Aynı malzemeler ve aşağı yukarı aynı yöntemler. Bu da hemen hemen öyleydi, tadı ise çok güzel, herzaman bayılarak yediğim cheesecake'lerden bir farkı yoktu. Eğer bisküvi vs. ile uğraşmak istemeyeceğiniz bir moddaysanız bunu deneyebilirsiniz. Ayrıca taban için bisküvi kırığı ve tereyağı ile taban da ilave edebilirsiniz. Bir de biz, üzerine erimiş çikolata dökerek tüketmeyi tercih ettik.
Tarife geçmeden önce kendimden 1-2 not ekleyeyim istiyorum. Bugün itibariyle baharı göremeden yaza geçtik her ne hikmetse. Sabah uyandığımda anladım ki bugün bir garip. Öğleye doğru yaklaştığımızda kendimi gardrobun önüne zor atıp, ilk bulduğum askılı tişörtü geçiriverdim üzerime. Sanırım buranın meşhur sıcağı bana hoşgeldin dedi bugün. Allah yardımcımız olsun diyorum çünkü yaşayanlar buranın sıcağı ve nemi hiçbir şeye benzemez diyorlar. Düşünün, havuzlar bile akşam 7'de açılıyormuş.
Diğer bir haber ise tekrar Çince dersleri almaya başlamamla ilgili. (Çok şeker bir öğretmenim var, kendilerinin teyzesi olacak yaştayım malesef.) Geçtiğimiz hafta öğrendiğim bir kelimeyi sizlerle paylaşmadan duramayacağım. Çince'nin mantığı çok güzel, bu dili öğrenmeye bayılıyorum. Bir çok kelimenin açılımı çok hoşuma gidiyor. Özellikle bu kelime de duyar duymaz bayıldığım bir tanesi. Kelime "ke ting" (kıtiyıng diye okunuyor), anlamı "misafir odası" demekmiş. "Ke" misafir, "ting" dinlemek demek. Ne kadar güzel değil mi? Misafir dinleme odası! Sizler benim misafir odam olan sayfama gelip, benim misafirim oluyorsunuz, ben de sizlerin yorumlarını dinliyorum. Bu açıdan bakınca da bunu paylaşmalıyım deyip aklıma not etmiştim :) Belki ara ara bir kaç kelime de öğretirim sizlere, olmaz mı?
Malzemeler:
(25 cm'lik kalıp için, 20 cm'lik kalıp için yarım ölçü yapabilirsiniz)
Yarım küçük kutu krema (100 ml/80 gr.)
250 gr. labne peyniri (philadelphia kullandım)
1 su bardağı süt
7 yumurta sarısı
7 çorba kaşığı un (silme değil, bolca doldurup şöyle bir un kabının kenarına tık tık yapın , fazlası dökülsün)
7 yumurta akı
1 su bardağı+2 çorba kaşığı toz şeker
1 çay kaşığı vanilya
Yapılışı:
Fırınımızı 230 dereceye ayarlayalım. Peynir ve sütün yarısını beraber çırpalım. Isıya dayanıklı bir kap içinde yumurta sarıları ve kalan sütü beraberce çırpalım, hafif ateşte çırpma teli ile karıştırarak ısıtalım. (Çok kısa bir süre yeterli, kesinlikle kaynamayacak) Yumurtalı karışıma kremayı ekleyelim. Hazırladığımız bu karışımı peynirli karışıma dökerek bir yandan da mikserin düşük devri ile çırparak birbirine yedirelim. (Yazmayı unutmuşum:) Unu ilave edip mikserin düşük devri ile karışıma yedirelim.
Yumurta beyazlarını toz şeker ve vanilya ile bir başka kabın içinde, koyulaşana dek 2-3 dakika çırpalım. Koyulaşan yumurta akı ve şekerli karışımı, diğer karışımın içine azar azar ilave ederek karıştıralım. İster kelepçeli kalıba, ister derince bir kek kalıbına(yağlanıp unlanmış) dökelim. Isınmış fırınımıza koyalım, koyduktan 8-10 dakika sonra ısıyı 160 dereceye düşürüp 45 dakika-1 saat arasın üzeri kızarana dek pişirelim. Piştikten sonra fırınımızı kapatıp içeride bir müddet soğumaya bırakalım, daha sonra dışarıda iyice soğuyana dek tutalım. Keki kalıbından çıkarmadan (özellikle kelepçesiz kalıp kullandıysanız) buzdolabına koyup en az 4-5 saat beklemesini sağlayalım. Kek iyice soğuyup katılaştıktan sonra kalıbından dikkatlice çıkarabilirsiniz.
Demiştim ya, biraz süslüce olsun kekim, hem de yeni birşeyler deneyeyim, kitabımın başında yer alan, çikolata ile hazırlanabilecek süslerle ilgili kısımdan en basit gelen ikisini seçtim ve uygulamaya koyuldum. Aslında her iki çeşit çikolatadan da (beyaz ve bitter) denemeler yaptım ama çikolatalı olanların sonucu fiyasko oldu. O konudaki araştırmalara devam edeceğim.
Eğer sizler de sade göründüğünü düşündüğünüz keklerinizi veya pastalarınızı daha renkli yapmak isterseniz buyrun beraber öğrenelim:
60 gr. beyaz çikolatayı benmari usulü eritelim.(Çikolatayı bir kaba, kabı da içi su dolu başka bir kaba koyup ateşe oturtacağız)
Erittiğimiz çikolatanın yarısını içi yuvarlak olan bir kabımıza döküp, bir çay kaşığı ile içini tamamen kaplayacak şekilde sıvayalım. Ben bunun için evimdeki bir şekerliğimi kullandım. Daha sonra kalıbı dondurucumuza kaldıralım.
Kalan beyaz çikolatayı bir yağlı kağıt veya asetat kağıdına dökelim. Bir spatula yardımı ile çok ince olmayacak şekilde yayalım. Varsa tırtıklı spatula ile, yoksa bir bıçak yardımı ile üzerinde paralel çizgiler oluşturalım.
Bir süre soğuması için bekleyelim, sonra (en uç kenarına dokunun, hala akışkansa biraz daha bekleyin.) bir alüminyum folyo ya da streç film rulosuna, çikolatalı kısım üstte kalacak şekilde saralım ve kağıdı birbirine bantlayalım. (Ben önce çok büyük yaydığım çikolatayı ruloya saramadım, birbirleri üzerine bindiler, o nedenle makasla iki parçaya böldüm. İsterseniz sizler daha az enli sürebilirsiniz)
Ruloyu buzdolabımıza dik ya da bir yere dayalı şekilde koyalım ve donması için orada bırakalım. Pastanızı süslemeden az önce çıkarıp tamamen katılaşıp katılaşmadığını kontrol edebilirsiniz. Daha sonra kağıdı dikkatlice rulodan çıkarıp çikolata halkalarını kırmamaya dikkat ederek ayıralım. Benimki gibi pek çok kırılan olacaktır ama yine de yeterli miktarda elde ediliyor ;)
Pastayı süslemek için dondurucumuzda bekleyen kalıbı çıkaralım, içindeki çikolatayı dikkatlice ayıralım. Kekimizi, halkalar, çikolata topu ve taze meyvelerle dilediğimizce süsleyelim. Ben meyveleri kararmamaları için, suluca hazırladığım tart jölesine bandırdım. Dilerseniz bir çay süzgeci ile üzerlerine kakao serpebilirsiniz.
Afiyet Olsun!